Uzun zamandır gündelik yaşamımızı tamamen etkileyen, yerel seçim sürecini artık geride bıraktık. Sonuçların ülkemiz ve demokrasimiz adına hayırlı olmasını diliyorum.

Artık tüm dikkat ve enerjimizi üretime yoğunlaştırmak zorundayız. Ekonomide yapısal refomlara ihtiyacımız olduğu şu günlerde büyümenin ithalata dayalı halden çıkartılarak cari açığın düşürülmesi, istihdam yaratmaya yönelik girişimler kaçınılmaz hale geldi. Tabiki dileğimiz bu önlemlerin gecikmeden alınması ve bu sıkıntılı süreçten bir an önce çıkabilmemiz. 

Mayıs ve Haziran çalışma dönemi çok yoğun geçti. Konya’da, İzmir’de ve İstanbul’da pek çok meslektaşımızla daha önceki aylarda olduğu gibi bir araya geldik. Birbirinden hiçbir zaman ayrı düşünmediğimiz ARED’i ve FESPA Eurasia’yı büyütmek, tüm meslektaşlarımızla buluşturmak için öneri ve eleştirilerini dinledik, görüşlerimizi paylaştık ve her zamanki gibi temaslarımız çok verimli geçti. 

Bu görüşmelerde oldukça ilginç geldiğini düşündüğüm bir olayı sizlerle paylaşmak isterim. İstanbul’daki  bir meslektaşımızın 20 yıldır reklamcılık yapmasına rağmen, bugüne kadar hiç kimsenin kendisini arayıp sormadığına çok içerlenmiş hatta ARED’e  küsmüş fakat bizlerin de işletme sahibi olup; kendisinin olduğu gibi aynı sorumluluklara sahip olduğumuzu, bugüne kadar sektörden kazandığımız bilgi, birikim ve deneyimlerimizi sosyal sorumluluğumuz gereği sektörün büyümesi ve daha saygın hale gelmesi için kişisel gayret ve çabamızı gönüllülük esasına göre sarf ettiğimizi anlattık; pek tabi kimsenin arayıp sormasını da beklemeden.

Dönüp de şöylesi baktığımızda sivil toplum ve mesleki örgütlere ne kadar uzak olduğumuzu farkettim. Almanya’da sivil toplum örgütü sayısı 2 milyonun üzerinde, İngiltere’de 1 milyon 250 bin civarındayken, bu rakam maalesef ülkemizde 90 bin civarında; bunun da %25’i hemşehri derneklerinden oluşuyor. Avrupa ortalamasında kişi başına 45 dernek düşüyorken Türkiye’de 865 kişiye bir dernek düşüyor. Demokratikleşmenin katılımcı sivil toplum örgütlenmesinden geçtiği bir gerçek ve biz maalesef çok uzağındayız.

Haziran ayında Muş’taydık, çevre illerden de gelen ve bizleri de mutlu eden çok sayıdaki katılımcı meslektaşımızla, onların da istekleri doğrultusunda sponsorlarımızdan Unifol – Bes Reklam katkılarıyla araç giydirme teknikleri üzerine uygulamalı eğitim verdik. Karşılıklı interaktif şekilde tamamlanan eğitim, eğitmenimiz Ruhan MARAL tarafından verilen İŞ HAYATINDA DÜĞÜM ÇÖZME semineriyle devam etti. ARED il temsilcimizin bu yıl ki çalışma programınıza ısrarla bizi de alın demesiyle, ilk kez gittiğimiz ve çok sıcak bir ilgiyle karşılandığımız Muş, yerel sektör temsilcileri arasındaki dayanışmadan ötürü bizleri çok etkiledi. Fırçadan gelen pek çok ustalarımızla tanışmamız, onlardan anılarını dinlememiz bizleri o günlere götürdü. Şiltlerini takdim ederken her biri hatırlanmış olmaktan ötürü çok gururlu aynı zamanda çok da heyecanlıydı. Yeni üyelerimize rozetlerini taktıktan sonra, 1 Ağustos 2019 Perşembe günü Sivas’ta yapacağımız il toplantısında buluşmak üzere ayrıldık.

2018 yılında İstanbul Ticaret Odası girişimi ve ARED olarak, katkı ve desteklerimizle başlayan sektörümüzün ilk bilimsel araştırması Yıldız Teknik Üniversitesi ve Marmara Üniversitesi’nden akademisyenlerin uzun süren saha çalışmaları ile sonuçlandı. Bu sektörümüz adına sevindirici bir gelişme. Eylül ayı başlarında tüm kamuoyuyla ve meslektaşlarımızla paylaşacağız. Rapor rakamsal büyüklüğümüzün yanı sıra; Sektörün tanımı, tarihçesi, günümüzdeki konumu gibi başlıkları da içerecek.

Yaşamınızda sağlık, çalışmalarınızda başarılar.    

                                                                         

Sevgi ve Saygılarımla.